ANA SAYFA
|
KUTBU-L iRŞAD
KUTBU-L AKTABGAVS-ÜL AZAM MÜRŞiD-i KAMiL iHRAMCIZADE iSMAiL HAKKı TOPRAK (Kuddise
sırrahu)
BisMiLLAHiRRAHMANiRRAHiM DOĞUMU
Alemi Ademle şereflendiren yüce Allah bizleri
ayriyeten Peygamber Efendimiz(Sav)'le ve sultanımız Kutbu-I irşad, Gavs-ül Azam,
Mürşidi Kamil ihramcızade is mail Hakkı Top- rak Efendimizle şereflendirdi.
Elhamdülillahi rabbil alemin. ismail Hakkı Toprak Hazretlerinin validesi Aişe
hanım Hüseyin Hüsnü Efendiyle ev- lenmeden önce kolağası Abdulkadir beyle evli
idi. Bu evlilikten çocukları olmadı. Abdulka- dir beyle hacca gitmeye
hazırlandıkları sırada o zamanki paşanın hanımı," Aişe hanım hacca gittiğinde
bir çocuk elbisesi yaptır. Resulullahın kabri şeriflerinin yanına koy Allah-ü
Azümüşşana yarabbi bu habibin yüzü suyu hürmetine bana bir erkek evladı ver diye
dua et. inşallah Rabbül Alemin sana bir erkek evladı verir' der. Aişe hanım
hacca gittiğinde bir çocuk elbisesi yaptırıp Resulullahın kabri saadetlerinin
miftahcısını bulup elbiseyi Resulul- lahın kabri şerifi yanına bırakıp, Yarabbi
bu Habibinin yüzü suyu hürmetine bana bir erkek evladı lütt et diye dua eder ve
hac dönüşü bu çocuk elbisenini alıp getirir. Bir süre sonra kolağası Abdulkadir
beyin vefatı üzerine Nalbantlarbaşı mahallesinde oturan yakın akraba- sı Hüseyin
Hüsnü efendi ile evlenir, bir müddet sonra (H. 1289-M. 1873) tarihinde dünyaya
gelen erkek çocuklarına ismail Hakkı ismi verilir. (Doğumu
nüfus cüzdanın 1296 olarak gösterilmişse
de kendilerinin de beyan ettiği gibi bir nüfus hatasının olduğu gerek- çesi ile
yapılan çalışma sonucu temin edilen askerlik teskeresinden anlaşıldığına göre
doğum tarihinin Hicri 1289 olduğu tesbit edilmiştir.)
Resulullahın yanından getiri- len çocuk
elbisesi kendisine giydirilir ve daha sonra dünyaya gelen erkek çocuklarına da
Sıtkı ismi verilir. Efendi hazretlerinin annesinin yetişmesinde çok itina
gösterdiği gibi oğluna derin sevgi ile bağlı idi,
"Oğlum mazhariyetin çok büyük sana
abdessiz süt vermedim gönlünü hoş tut, ne ihtiyacın olursa benden iste"
dediği ni efendi hazretleri çok defa
söylemiştir. Validesinin;
İsmail'im Azamsın
Gül yüzlü tazemsin
Dört kitabın hakkı için
Gönlümde gezen sensin.
dediğini zaman zaman efendi hazretleri tekrar ederdi. Yine validesinin rüyasında
Resuluila- hı gördüğünü ve Resullullahın
"Biz ismail'i kendi toprağımızdan yoğurduk,
ekşitmedik ve
sanada hediye ettik"
dediği müjdesini verirdi.
EVLiLiKLERi VE ÇOCUKLARı
Efendi hazretleri üç evlilik yapmıştır;
1- Hastaoğullarından Hatun Hanım diye anılan immihan Toprak (Vefatı 1949)
2- Börkçü Ömer Oğullarından Hacı Hanım diye anılan Zeynep Toprak (Vefatı 1972)
3- Yılankırkanlardan Hafız Hanım adıyla anılan Züleyha Toprak (Vefatı 1972)
ÇOCUKLARı
. immlhan
Hatun Hanımdan olanlar;
Hayriye Gündüzoğlu (vefatı 1957)
Halis Turgut Toprak (vefatı 1967)
Sabit K~ımal Toprak (vefatı 1941 tren kazası)
Mevlüde Sefa Dalak (vefatı 1958)
Hacı Zeynep Hanımdan olanlar;
Ahmet Salih Toprak (vefatı 1931 sel 'e gitmiştir)
Mehmet Kazım Toprak (DOğL"lu 1927 yaşıyor)
Babası Hüseyin Hüsnü efendinin adliye başkatibi olarak Zara'ya tayini
dolayısıyla ço- cukluk günlerinin bir kısmı orada geçer ve sıbyan mektebini de
Zara'da tamamlar. On ya- şında ike Sivas'a geldiklerinde Rüştiye mektebini
Sivas'ta bitirdikten sonra Sivas Çifte Mi- nareli Medresede, medrese tahsilini
tamamlar. icazetini aldıktan sonra o zamanki ört ve adet' gereği başına sarık
sarmayı düşünerek babasına, "Efendim medrese icazetini aldı- ğımdan başıma sank
sarmak istiyorum" demesi üzerine babası "Oğlum ismail sen sa- nk ol" der. Efendi
'hazretleri bu kelamı sohbetlerinde defalarca dile getirerek sarıkta bir ke-
ramet olmadığını ihvanlarına anlatmak isterdi. Efendi hazretleri bu arada
Kadiri. Rufa'i, Şazel'i, Sa'diyi, Bedevi tarikatlarından icazetli Arap Şeyh namı
ile maruf Seyyid Abdullah EI Mekki Rufa'i (ks) hazretlerine yedi yıl hizmet
etmiştir. Efendi hazretleri bu arada duyuni Umumiyede müskirat memurluğu
yapmakta iken annesi hacı Aişe hanımın bağlı bulunduğu Nakşibendi Tarikatı
meşayıhlarından küçük pir ve melek hafız namıyla maruf Tokatlı Mustafa Haki
Hazretlerinin ziyaretine annesi ile bera- ber gittiklerinde annesi hanımlar
tarafına geçip kendisi de erkekler tarafına geçip Mustafa Haki Hazretlerinin
elini öptüğünde Mustafa Haki Hazretleri
"Oğlum sen Hacı Aişe ham- min oğlu
musun?" diye
sorar. "Evet efendim" demesi üzerine Mustafa Haki hazretleri, "Oğlum ne iş
yaparsm"
dediğinde, "Efendim duyunu Umumiyede müskirat memuruyum" demesi üzerine mübarek
Mustafa Haki hazretleri gülümseyerek
"
Ya tadına da bakar mı- sın?" der ve "Oğlum,
içkinin katrası haramdır. Ancak maişetini temin için şurdan alıp şuYaya
götürürsen alacağın para helaldır".
Bu arada Mustafa Haki hazretlerinin bir naza-
rı üzerine Arap Şeyhten ayrılıp Mustafa Haki hazretlerine intisap. etmiştir. Bu
arada asker olmuş ve askerliğinin bir kısmını Sivas, Suşehri arasında nakliye
kol kumandanı olarak yapmış, bu sırada sivil zevatın emanetlerini özelolarak
gideceği yerlere götürdüğünden Emanetçi Baba ünvanını kazanmıştır. Efendi
hazretleri bir Suşehri seferi dönüşünde evde bÜyük odada ibadetinden sonra
rabıta halinde iken manen Mustafa Haki hazretleri gelip elinden tutarak bazı
yollardan geçip bir paşanın karşısına vardıklarında,
"Paşa, ismail efendi bundan sonra
Sivas'ta kalacak"
demesi üzerine paşa da emriniz başım üzerine
der. Rabıta halinin bitiminden bir müddet sonra kapı çalınır.Gelen bir mülazim,
"isrnail efendi seni
paşa istiyor"
der ve manen şeyh i ile beraber gittikleri
yolların aynısından giderek
paşanın makamına varıp kapıyı çalarak içeri girdiklerinde gördüğü paşanın şeyhi
ile beraber manen gelir gördüğü paşanın aynısı olduğunu görür. Paşa, "ismail
Efendi bun- dan sonra kol kumandanllğı vazifesini bırakıp Sivas'ta kalacaksın"
der ve bundan sonra askerliğinin kalan kısmını Sivas'ta tamamlar.Mustafa Haki
hazretlerini ziyaretlerinden birinde cemaata Ali Paşa Camii'nde namaz kıldıran
Mustafa Haki hazretleri her nasılsa sehvi secde yapmıştır. Namazdan çıkıp dışar-
da şeyhlerini bekledikleri sırada kendisinden daha evvel
tarikata intisap etmiş bulunan
peş- kircioğlu
Nuri Efendi, "Şeyhim hiç böyle bir şey yapmazdı" dediği sırada
caminin iç kapı- sından çıkmakta olan
Mustafa Haki hazretlerinin göğsünün her iki tarafında ALLAH yazılı olduğunu
gören efendi hazretleri,
"Nuri efendi sen benim gördüğümü görsen hiç bir
şey söylemezsin" der ve bu hususu
sohbetlerinde defalarca ifade ettiğinden
bahisle şeyhini çok sevdiğini söyler;Tokat bir dağ içinde Gül/ü bardağ içinde
Tokat/tan yar sevenin Yüreği yağ içinde
der ve ağlardı. Hazret başka bir ziyaretlerinde cemaatın olduğu odaya girince
kapıya en yakın yere oturur ve bir müddet sonra sessizce kalkıp odayı terk eder.
Mustafa Haki haz- retleri ihvana dönüp,
"işte şu kapıya yakın yere oturup giden genci
gördünüz mü? o, bizde ne varsa hepsini aldı götürdü"
der. Daha sonra Efendiyi tanıyan
ihvanlar bu müj- deyi Efendi hazretlerine iletirler.1908
yılında ikinci meşrutiyetin ilanında
Mustafa Haki Hazretleri Tokat mebusu olarak istanb(JI'a gönderilmiş ise de
ittihatçılar ve gayrimüslimlerin oyları ile mebusluğu düşürül- müş ve
ıstanbul'da mecburi ikamete tabi tutularak kendisine Çarşamba semtindeki Cebeci-
başı mahallesindeki Mevlana Mustafa ismet Garibullah Efendi konağı dergah olarak
verildi. 1919 yılında buradan ayrılan Tokat'lı pirimiz kendi evinde vefatına
kadar postnişinlik göre- vini ifa buyurdular kabri saadetleri Fatih camii
haziresindedir. Mustafa Haki hazretlerinin is- tanbul'da bulunduğu sırada
ziyaretine giden Hacı Mustafa Taki efendiye
"Sivas'ta ne var ne yok, ihramcıoğlu ismail
efendi ne yapıyor"
dedikten sonra,
"Canım ismail efendi iyidir"
demesi üzerine Hacı Mustafa Taki efendi
Sivas'a dönüşlerindeefendimizi ziyarete gelip, "ismail
efendi gözün aydın, Tokst'li pirimiz
senin için
ismail iyidir
diye buyur- dular. Onların iyi dediklerine ALLAH'U
AziMÜŞŞANDA
iyi der". .
|